celikci
New member
Bu cürümleri incelemek üzere özel olarak kurulmuş halka açık mahkemede konuşan askerler, bu sivillerin öldürüldükten daha sonra nasıl silahlı savaşçı üzere gösterildiğini anlattı.
Geçen yıl sonuçlanan bir soruşturmada 2002 – 2008 yılları içinde ordu tarafınca öldürülen 6 bin 400’den çok sivilin kayıtlara gerilla olarak girildiği ortaya çıkmıştı.
Salı günü başlayan mahkemede sanıklar birinci kere ayrıntılı anlatımlarda bulundu.
Eski asker Nestor Gutierrez “Masum insanları, çiftçileri öldürdük” dedi.
ÇOCUKLARI BABASIZ BIRAKTIM
Özel Barış Mahkemesi’nde görülen duruşmaya yüzlerce kayıp ailesi de katıldı.
Bu mahkeme, silah bırakan FARC örgütü ile Kolombiya devleti içinde 2016’da imzalanan barış muahedesinin bir kararı olarak kurulmuştu.
Gutierrez “Burada olmak kolay değil. Burada bulunan insanların akrabalarını öldürdüm” dedi.
Eski asker, köylüleri ve çiftçileri kandırarak ıssız yerlere götürdüğünü ve onları orada öldürdüğünü anlattı:
“Yanlarına da silah bırakarak çatışmada öldükleri, birer gerilla oldukları izlenimi yarattım. İsimlerini ve ailelerinin prestijini lekeledim.”
Gutierrez ordunun çatışmalarda ilerleme kaydettiği algısını yaratabilmek için öldürülen kişi sayısını artırmaya çalıştığını, bu yüzden bu insanları öldürdüğünü söylemiş oldu ve “Çocukları babasız, aileleri de çocuksuz bıraktım” dedi.
Gutierrez Salı günü başlayan davada söz veren altı askerden biri oldu. Beş askerin daha bu hafta söz vermesi bekleniyor.
Tabir veren altı asker ülkenin doğusunda 2007-2008 yılları içinde gerçekleşen 120 cinayeti üstlendi.
Duruşmada aileler de konuştu.
Babası Jesus’u 15 yaşındayken kaybeden Soraida Navarro, babasının cesedinin hala bulunamadığını söylemiş oldu:
“Onu bir Hristiyan olarak gömmek isterdim.
“Sizin hiç çocuğunuz var mı? Benim çocuklarım bana ‘Anneciğim dedem neye benzeriydi?’ diye soruyorlar.”
Annesinin de bu cinayetten üç yıl daha sonra öldüğünü anlatan Navarro, “Eskiden özel günlerde, tatillerde anneme ve babama sarılırdım. Lakin artık yapamıyorum. niye? Zira siz sevdiklerimizi bizden aldınız” diye konuştu.
ÖLDÜRME BASKISI
Emekli Albay Santiago Herrera ise “daha fazla kişiyi öldürmeleri için” buyruğundaki erlere nasıl baskı yaptığını anlattı.
Bir ödül-ceza sistemi kurduğunu söyleyen Herrera, gereğince kişi öldürmeyen askerleri haklarında makûs raporlar tutmayla tehdit ederken istediği sayıda kişi öldüren askerleri de ek müsaade günleri ve prim ödemeleriyle ödüllendirdiğini belirtti.
Herrera, kendisinin de silahlı kuvvetler idaresi tarafınca, birliğinin öldürdüğü şahısların artması için baskı altına alındığını ve bu yüzden bu biçimde bir usul uygulamak zorunda kaldığını söylemiş oldu:
“Birliğim tarafınca işlenen kabahatlerden utanç duyuyorum.”
Bugüne kadar büyük bir kısmı düşük rütbeli olmak üzere epeyce sayıda asker, bu tip cinayetler niçiniyle karar giymişti.
Ancak bu sefer aileleri, buyrukların kimler tarafınca verildiğini öğrenebilmeyi umuyor.
Bir geçiş süreci hukuku örneği olan Özel Barış Mahkemesi’nde FARC mensupları da yargılanıyor.
Cürümlerini kabul edenlere, toplumsal yaraları sarmaya hizmet etmeleri kuralıyla mahpus cezası verilmiyor.
Bu hizmetler içinde mayınların imha edilmesi, çeşitli toplumsal programlara iştirak, altyapı inşasına yardımcı olmak ve anıtlar dikmek yer alıyor.
Geçen yıl sonuçlanan bir soruşturmada 2002 – 2008 yılları içinde ordu tarafınca öldürülen 6 bin 400’den çok sivilin kayıtlara gerilla olarak girildiği ortaya çıkmıştı.
Salı günü başlayan mahkemede sanıklar birinci kere ayrıntılı anlatımlarda bulundu.
Eski asker Nestor Gutierrez “Masum insanları, çiftçileri öldürdük” dedi.
ÇOCUKLARI BABASIZ BIRAKTIM
Özel Barış Mahkemesi’nde görülen duruşmaya yüzlerce kayıp ailesi de katıldı.
Bu mahkeme, silah bırakan FARC örgütü ile Kolombiya devleti içinde 2016’da imzalanan barış muahedesinin bir kararı olarak kurulmuştu.
Gutierrez “Burada olmak kolay değil. Burada bulunan insanların akrabalarını öldürdüm” dedi.
Eski asker, köylüleri ve çiftçileri kandırarak ıssız yerlere götürdüğünü ve onları orada öldürdüğünü anlattı:
“Yanlarına da silah bırakarak çatışmada öldükleri, birer gerilla oldukları izlenimi yarattım. İsimlerini ve ailelerinin prestijini lekeledim.”
Gutierrez ordunun çatışmalarda ilerleme kaydettiği algısını yaratabilmek için öldürülen kişi sayısını artırmaya çalıştığını, bu yüzden bu insanları öldürdüğünü söylemiş oldu ve “Çocukları babasız, aileleri de çocuksuz bıraktım” dedi.
Gutierrez Salı günü başlayan davada söz veren altı askerden biri oldu. Beş askerin daha bu hafta söz vermesi bekleniyor.
Tabir veren altı asker ülkenin doğusunda 2007-2008 yılları içinde gerçekleşen 120 cinayeti üstlendi.
Duruşmada aileler de konuştu.
Babası Jesus’u 15 yaşındayken kaybeden Soraida Navarro, babasının cesedinin hala bulunamadığını söylemiş oldu:
“Onu bir Hristiyan olarak gömmek isterdim.
“Sizin hiç çocuğunuz var mı? Benim çocuklarım bana ‘Anneciğim dedem neye benzeriydi?’ diye soruyorlar.”
Annesinin de bu cinayetten üç yıl daha sonra öldüğünü anlatan Navarro, “Eskiden özel günlerde, tatillerde anneme ve babama sarılırdım. Lakin artık yapamıyorum. niye? Zira siz sevdiklerimizi bizden aldınız” diye konuştu.
ÖLDÜRME BASKISI
Emekli Albay Santiago Herrera ise “daha fazla kişiyi öldürmeleri için” buyruğundaki erlere nasıl baskı yaptığını anlattı.
Bir ödül-ceza sistemi kurduğunu söyleyen Herrera, gereğince kişi öldürmeyen askerleri haklarında makûs raporlar tutmayla tehdit ederken istediği sayıda kişi öldüren askerleri de ek müsaade günleri ve prim ödemeleriyle ödüllendirdiğini belirtti.
Herrera, kendisinin de silahlı kuvvetler idaresi tarafınca, birliğinin öldürdüğü şahısların artması için baskı altına alındığını ve bu yüzden bu biçimde bir usul uygulamak zorunda kaldığını söylemiş oldu:
“Birliğim tarafınca işlenen kabahatlerden utanç duyuyorum.”
Bugüne kadar büyük bir kısmı düşük rütbeli olmak üzere epeyce sayıda asker, bu tip cinayetler niçiniyle karar giymişti.
Ancak bu sefer aileleri, buyrukların kimler tarafınca verildiğini öğrenebilmeyi umuyor.
Bir geçiş süreci hukuku örneği olan Özel Barış Mahkemesi’nde FARC mensupları da yargılanıyor.
Cürümlerini kabul edenlere, toplumsal yaraları sarmaya hizmet etmeleri kuralıyla mahpus cezası verilmiyor.
Bu hizmetler içinde mayınların imha edilmesi, çeşitli toplumsal programlara iştirak, altyapı inşasına yardımcı olmak ve anıtlar dikmek yer alıyor.