Tasnif mi tasvip mi ?

Irem

New member
Tasnif mi Tasvip mi? Sosyal Yapılar ve Eşitsizliklerin Gölgesinde Bir Tercih

Hepimiz, toplumda bazen “doğru” ya da “yanlış” bir şey yapma beklentisiyle büyürüz. Bizi toplumsal normlara ve değer yargılarına göre şekillendiren güçler var. Bu normlar, ister istemez bazen tercihlerimizi ve düşüncelerimizi de belirler. Şimdi bir soruyla başlayalım: "Tasnif" mi, "tasvip" mi? Belki de sorunun kendisi, toplumsal yapıları, eşitsizlikleri ve bireysel tercihlerimizi sorgulamamız için bir fırsattır. Ne demek istediğimi anlatacağım ama önce, bu iki kelime arasındaki farkı biraz açmam gerek.

Tasnif ve Tasvip: Ne Anlama Geliyor?

Türkçeye Arapçadan geçmiş olan bu iki kelime, bazı açılardan birbirine benzese de, anlam bakımından ciddi farklar taşır. Tasnif, bir şeyi sınıflandırmak, türlere ayırmak, kategorize etmek anlamına gelirken; tasvip, bir durumu ya da eylemi onaylamak, hoş görmek anlamına gelir. Sosyal bilimler ve toplumsal yapılar bağlamında bu iki kavram, genellikle farklı düşünce süreçlerini ifade eder.

Peki, neden bu iki kelime arasındaki farkı merak ediyoruz? Çünkü sosyal yapılar ve toplumsal normlar, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi etmenlerle şekillenirken, çoğu zaman neyi “tasnif ederiz” ve “neyi tasvip ederiz” sorusu, sosyal eşitsizliklere ve güç dinamiklerine dair önemli ipuçları verir.

Sosyal Yapılar ve Eşitsizlikler: Tasnif Etmek ve Tasvip Etmek Arasındaki İnce Çizgi

Tasnif ve tasvip arasındaki fark, toplumsal yapıları, eşitsizlikleri ve normları analiz etmek için güçlü bir araç olabilir. Sosyal yapılar, her bireyi belirli bir kategoriye yerleştirir; bu, toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf gibi faktörlerle şekillenir. Ancak burada ilginç olan şu: Bir kişi ya da bir grup, bazen sadece bir şekilde "tasnif" edilirken, bazen de toplumsal normlara göre "tasvip" edilir.

Örneğin, toplumumuzda kadınlar, genellikle geleneksel cinsiyet rollerine göre tasnif edilir: Anne, eş, bakıcı gibi rollerle sınırlıdır. Bu, onları belirli kalıplara yerleştiren bir “tasnif” sürecidir. Ancak bu roller her zaman toplum tarafından onaylanmaz (tasvip edilmez). Hatta bazen bu rolleri reddeden kadınlar, toplumsal normlar tarafından dışlanabilir.

Aynı şekilde, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörler de insanları tasnif eder, yani belirli bir statüye ya da kategorize edilmiş bir gruba dahil eder. Ancak, bu tür tasniflerin çoğu zaman toplumsal olarak onaylanıp onaylanmadığı, yani “tasvip edilip edilmediği”, büyük ölçüde toplumun normlarına, değerlerine ve gücüne dayanır.

Kadınların Empatik Bakış Açısı: Sosyal Normlar ve Aşağılanma Hissi

Kadınlar, sosyal yapılar ve eşitsizlikler açısından, sıklıkla bu tasnif ve tasvip süreçlerinin en fazla etkilediği bireylerdir. Kadınlar, toplumsal normlara göre genellikle daha “nazik” ve “bakıcı” rollerine yerleştirilir. Bu tasnif, kadınları belirli toplumsal görevlerle sınırlarken, aynı zamanda bu görevlerin ne kadar değerli olduğu konusunda da bir belirsizlik yaratır. Kadınların, yalnızca “kendi evlerine ait” olmaları beklenirken, toplum tarafından değerli kabul edilmeyen veya dışlanan bir iş gücüne sahip olmamaları, onların ekonomik bağımsızlıklarını tehdit eder.

Kadınlar, zaman zaman bu tasnif edilen rolleri ve toplumsal beklentileri sorgulayarak, “tasvip” edilmedikleri alanlarda var olma mücadelesi verirler. Kadınların iş gücüne katılımı, yüksek eğitimde başarılı olmaları ya da liderlik pozisyonlarına gelmeleri, çoğu zaman toplumsal normlar tarafından onaylanmaz (tasvip edilmez). Bu, kadınların “neden bu alanda var olmamalı?” sorusunu sormalarına yol açar ve bazen de toplumsal baskılarla mücadele etmeleri gerekir. Birçok kadın, toplumsal olarak dışlanan bir toplumsal sınıfa dahil olmanın ya da belirli bir yaşam tarzını benimsemenin “toplumca tasvip edilmediğini” hissedebilir.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Değişim İçin Stratejik Bir Perspektif

Erkekler, genellikle çözüm odaklı ve stratejik bir bakış açısına sahip olabilirler. Toplumsal yapıları analiz ederken, çoğu zaman veri odaklı bir yaklaşım benimserler. Toplumsal normlara ve yapıya dair bir problemi fark ettiklerinde, çözüm arayışına girerler. Bu bakış açısı, erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ve toplumsal normları çözme yolunda attıkları adımlarda öne çıkar.

Ancak burada dikkate alınması gereken önemli bir faktör, erkeklerin kendi avantajlarına olan toplumsal normların da farkında olmalarıdır. Erkeklerin toplumsal olarak genellikle “güçlü” ve “otoriter” olarak tasnif edilmesi, bu normlara uygun davranan erkeklerin, toplum tarafından daha fazla tasvip edilmesine neden olur. Bu da erkeklerin toplumsal yapıyı değiştirmek yerine, bu yapıya göre davranma eğilimini artırabilir. Ancak son yıllarda, erkeklerin de toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve eşitlik üzerine düşündükleri ve bu konuda stratejik çözümler geliştirmeye başladıkları görülmektedir. Toplumsal yapının değiştirilmesi için daha fazla erkek sesinin yükselmesi, değişim için önemli bir adım olabilir.

Sonuç: Tasnif ve Tasvip Arasındaki Zıtlık ve Toplumsal Eşitsizliklere Dair Sorular

Tasnif ve tasvip arasındaki fark, toplumsal yapıları, cinsiyetleri, ırkı ve sınıfı ele alırken önemli bir ayrım yaratır. Toplumda belirli gruplar bazen sadece tasnif edilirken, bazen de toplumsal normlar tarafından tasvip edilmezler. Bu, kişilerin kimliklerini, değerlerini ve haklarını sorgulamalarına neden olabilir. Peki, bu normların dışına çıkan her birey, toplumun onayını almak zorunda mı? Yani, aslında değişim ve eşitlik için, toplumsal normları sorgulamak ve onların doğruluğunu test etmek gerektiği bir dönemde miyiz?

Hadi bu konuda düşünelim! Sosyal yapılar ve toplumsal normlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik yaklaşımı toplumsal eşitsizlikleri nasıl dönüştürebilir? Düşüncelerinizi paylaşın, tartışmaya katılın!