Lisede defter tutmak zorunlu mu ?

Duru

New member
Lisede Defter Tutmak Zorunlu mu? – Bir Hikâyeden Yansıyan Düşünceler

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlere küçüklüğümden değil, ama lise yıllarımdan kalma, hâlâ içimde sıcaklığını hissettiğim bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki de hepimizin ortak bir sorusuna ışık tutacak: Lisede defter tutmak gerçekten zorunlu mu?

Bir Sınıfta Başlayan Hikâye

11. sınıftaydık. Kış günüydü, okulun kaloriferleri bozulmuştu. Montlarımızı çıkarmadan ders dinlerdik. O gün matematik öğretmenimiz tahtaya büyük bir problem yazmıştı. İşte o anda sınıfın iki farklı yüzünü görmüştüm: Erkekler arasında strateji arayışında olanlar, kızlar arasında ise birbirini destekleyen ve empati kuranlar.

Defterlerimizi yanımıza açmamız istenmişti. Birkaç arkadaşım defterlerini açtı ama bazıları yoktu. Hatta Ahmet –ki sınıfın zeki ama biraz da pratik çözümler arayan tipiydi– elini kaldırıp şöyle dedi:

“Hocam, ben zaten konuyu anlıyorum, deftere yazmadan çözebiliyorum. Defter tutmak şart mı gerçekten?”

Sınıfta sessizlik oldu. Öğretmenin gözleri hafifçe kısıldı. Biz kızlar birbirimize baktık. Derya, yanımdaki sıra arkadaşım, fısıldadı:

“Keşke öğretmen biraz anlayış gösterse. Bazılarının elinde defter yok, belki imkânı yok, belki de kafası farklı çalışıyor. Ama illa herkesin aynı kalıba girmesi gerekmez ki...”

Ahmet’in Stratejisi

Ahmet her zaman çözüm odaklıydı. Ona göre önemli olan sonuçtu. Sınavdan yüksek not alıyorsa, deftere düzenli not yazmanın gereksiz olduğunu düşünüyordu. Hatta çoğu zaman farklı yollarla problemi çözmeyi sever, öğretmenlerin bile dikkatini çekerdi.

“Hocam, defteri doldurmakla uğraşacağıma direkt çözüme odaklanıyorum. Benim için vakit kaybı,” derdi.

Oysa ki öğretmen, defterin yalnızca bir yazı alanı olmadığını; öğrencinin kendine ait bir yol haritası olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

Derya’nın Empatisi

Derya ise bambaşka bir pencereden bakıyordu. Ona göre defter, yalnızca bilgiyi yazmak için değil, aynı zamanda duyguları, çabayı ve emeği simgeliyordu. Derya, arkadaşlarının zorlandığını gördüğünde onlara kendi defterini açıp gösterir, “Bak senin de böyle düzenli olursa sınavda çok işine yarar,” derdi.

Onun empatisi bize şunu öğretti: Bazen defter sadece bir ders aracı değil, arkadaşlıkları güçlendiren bir köprü de olabiliyordu.

Bir Çatışmanın Ortasında

Bir gün sınıfta tartışma çıktı. Ahmet, yine deftersiz gelmişti. Öğretmen bu sefer sert davrandı:

“Ahmet, defter tutmayanın notunu kırarım!”

Ahmet’in yüzü gerildi. “Ama hocam, bu adil değil! Benim çözümüm sizinkinden bile farklı ve doğru.”

Tam o anda Derya araya girdi:

“Hocam, Ahmet gerçekten dersleri çok iyi anlıyor. Defter onun için başka bir anlama gelmiyor olabilir. Ama belki de herkesin farklı bir öğrenme yöntemi vardır. Kimi yazmadan öğrenir, kimi yazarak pekiştirir. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekmez mi?”

Sınıf bir an sustu. Herkes, Derya’nın sakin ama güçlü sesine kulak kesildi.

Zorunluluk mu, Seçim mi?

O tartışmadan sonra kafamda hep şu soru dönüp durdu: Lisede defter tutmak gerçekten zorunlu olmalı mı, yoksa kişisel bir seçim mi olmalı?

Ahmet’in çözüm odaklı bakışı bana şunu öğretti: Her insanın öğrenme biçimi farklıdır, zorla dayatılan kurallar bazen kişinin potansiyelini törpüleyebilir.

Derya’nın empatik yaklaşımı ise bana şunu hissettirdi: Yazmak, paylaşmak, biriktirmek yalnızca bilgi değil; aynı zamanda dostluk, güven ve dayanışma demektir.

Kendi Yolu, Kendi Defteri

Yıllar geçti. Şimdi geriye dönüp baktığımda şunu söyleyebilirim: Defter tutmak aslında bir zorunluluk değil, bir yol. Kimisi bu yolu defterle yürür, kimisi ise zihninde haritalar çizer. Ama en önemlisi, her bireyin kendi yolunu bulabilmesi.

Eğer bir öğretmen, öğrencilerine bu özgürlüğü tanıyabilirse, belki de onlar kendi öğrenme stillerini keşfedecekler. Çünkü bazen deftere yazılan bir satır, bazen ise deftere hiç düşmeyen bir fikir, hayatımızda çok şey değiştirebilir.

Forumdaşlara Açık Bir Davet

İşte benim hikâyem böyle. Bir tarafta stratejik ve çözüm odaklı Ahmet, diğer tarafta empati dolu Derya. İkisi de bana farklı şeyler öğretti.

Siz ne düşünüyorsunuz sevgili forumdaşlar?

Lisede defter tutmak sizce gerçekten zorunlu olmalı mı, yoksa öğrencinin kendi seçimlerine bırakılmalı mı?

Ya da siz hiç defter yüzünden böyle bir tartışmaya tanık oldunuz mu?

Belki de her birimizin defteri farklıdır; kimimizin sayfalarda, kimimizin kalbinde... Ama eminim ki her birimizin bu konuda söyleyecek bir sözü vardır.

---

Yaklaşık 850 kelimelik bu yazıda, forumdaşların kendi anılarını ve fikirlerini paylaşmalarını beklerim. Çünkü hepimiz, kendi hikâyemizin satırlarını yazıyoruz aslında.