Küba Krizi Ne Zaman ?

Ilayda

New member
Küba Krizi Nedir?

Küba Krizi, Soğuk Savaş döneminin en kritik anlarından biri olarak 1962 yılında yaşanmış ve dünya genelinde büyük bir korku yaratmıştır. ABD ile Sovyetler Birliği arasında yoğun bir gerilimin yaşandığı bu kriz, nükleer savaş tehlikesi ile dünya tarihinin en tehlikeli anlarından biri olarak kayıtlara geçmiştir. Kriz, Sovyetler Birliği'nin Küba'ya nükleer füzeler yerleştirmesiyle başlamış, ardından ABD'nin bu durumu engellemek için aldığı önlemlerle tırmanmıştır. Peki, Küba Krizi tam olarak ne zaman olmuştur ve hangi olaylar bu krize yol açmıştır?

Küba Krizi Ne Zaman Gerçekleşti?

Küba Krizi, 1962 yılının Ekim ayında patlak vermiştir. Kriz, Sovyetler Birliği'nin Küba'da gizli bir şekilde nükleer füzeler yerleştirdiğini keşfeden ABD'nin, bu durumu küresel güvenliği tehdit edici bir gelişme olarak görmesiyle başlamıştır. 1962'nin 16 Ekim günü, ABD istihbaratının Küba üzerinde uçurdukları uçaklar aracılığıyla Sovyet füzelerinin varlığını tespit etmesiyle kriz resmen patlak vermiştir. Kriz, 28 Ekim 1962'ye kadar devam etmiş ve dünya bir nükleer savaşın eşiğine gelmiştir.

Küba Krizine Yol Açan Temel Olaylar

Küba Krizi, yalnızca bir askeri gerilimden ibaret değildi. Birçok farklı olayın bir araya gelmesiyle şekillenmişti. Bunlar arasında en önemli gelişmelerden biri, 1959’da Fidel Castro'nun Küba'da iktidara gelmesiydi. Castro'nun sosyalist ideolojiyi benimsemesi ve Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler kurması, ABD'yi endişelendiren bir durumdu. ABD'nin Küba'ya yönelik uyguladığı ekonomik ambargolar ve Castro'nun Komünist ideolojisi, iki ülke arasında gerilim yaratmıştı.

Ancak, asıl dönüm noktası 1961'de yaşandı. ABD'nin desteklediği Küba'daki muhalif grup, Bay of Pigs (Domuzlar Körfezi) çıkarmasını gerçekleştirdi fakat bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı. Bu başarısızlık, Sovyetler Birliği'nin Küba'ya nükleer füzeler yerleştirme kararını almasına zemin hazırlamış olabilir. Sovyetler Birliği'nin, Küba'ya nükleer füzeler yerleştirerek ABD'nin etkisine karşı denge kurmayı amaçladığı düşünülmektedir.

Küba Krizinin Başlangıcı ve ABD'nin Tepkisi

Küba Krizi'nin başlangıcı, 16 Ekim 1962'de ABD'nin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarıyla Küba'da Sovyetler Birliği'nin nükleer füze rampalarını yerleştirdiğini keşfetmesiyle oldu. Bu gelişme, ABD Başkanı John F. Kennedy'nin başkanlık karargahında acil bir toplantıya yol açtı. ABD yönetimi, bu durumu ülkenin güvenliğini tehdit eden bir durum olarak değerlendirerek, derhal bir çözüm arayışına girdi.

Kriz, başlangıçta kamuoyuna duyurulmamış, yalnızca yetkililer arasında gizli bir şekilde tartışılmıştır. ABD, Sovyet füze rampalarının Küba'dan kaldırılmasını talep ederek bir deniz ablukası ilan etmiş ve Küba'nın çevresindeki deniz yollarına ABD gemilerini yerleştirmiştir. Bu hamle, iki süper gücün karşı karşıya gelmesine neden olmuş ve dünya, nükleer bir savaşın eşiğine gelmiştir.

Küba Krizinin Çözümü ve Sonuçları

Küba Krizi, her iki tarafın da büyük bir stratejik hesaplama yapması ve karşılıklı anlayış göstermesi sonucu, dünya çapında felakete yol açmadan çözüme kavuşmuştur. 28 Ekim 1962 tarihinde Sovyetler Birliği'nin lideri Nikita Kruşçev, ABD'nin ablukayı kaldırma ve Küba'ya yerleştirilen füzeleri geri çekme teklifini kabul etti. Bunun karşılığında ABD, Küba'ya yönelik herhangi bir askeri müdahalede bulunmayacağına ve Türkiye'deki nükleer füzelerini geri çekeceğine dair bir gizli anlaşma yapmıştır.

Bu çözüm, her iki süper gücün de prestij kaybını engellemiş ve küresel bir felaketin önüne geçilmesini sağlamıştır. Ancak, Küba Krizi'nin sonuçları, yalnızca askeri bir zaferle sınırlı kalmamıştır. Hem ABD hem de Sovyetler Birliği, nükleer silahların kullanımına dair stratejik düşüncelerini yeniden gözden geçirmiştir.

Küba Krizi ve Soğuk Savaş’ın Seyri

Küba Krizi, Soğuk Savaş döneminin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir. Krizin ardından, nükleer silahların yayılmasını engellemeye yönelik önemli anlaşmalar yapılmıştır. 1963 yılında ABD, Sovyetler Birliği ve Birleşik Krallık arasında imzalanan Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması, yer yüzeyinde yapılan nükleer silah testlerinin yasaklanmasına karar verilmiştir. Ayrıca, her iki ülke de 1963'te doğrudan iletişim kurabilecek bir "Kırmızı Telefon Hattı" kurmuştur.

Küba Krizi'nin ardından, Soğuk Savaş devam etmiş, ancak nükleer silahlar üzerindeki kontrol artmıştır. Kriz, aynı zamanda ABD ve Sovyetler Birliği arasında diplomatik ilişkilerin yeniden şekillenmesine yol açmış ve daha dikkatli bir dış politika izlenmesine neden olmuştur.

Küba Krizinin Küresel Etkileri

Küba Krizi, sadece ABD ile Sovyetler Birliği arasında bir gerilim olmamış, dünya genelinde büyük yankılar uyandırmıştır. Nükleer silahların gücü ve bu silahların kullanımı konusunda toplumda büyük bir farkındalık oluşmuştur. Kriz, aynı zamanda Küba'nın dünya siyasetindeki rolünü de pekiştirmiştir. Küba, Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği'nin en yakın müttefiki olarak kalmış ve ABD'nin karşısında güçlü bir duruş sergilemiştir.

Kriz ayrıca, nükleer silahların yayılmasını engellemeye yönelik birçok uluslararası anlaşmanın temelini atmıştır. Bugün bile, Küba Krizi'nin etkileri, nükleer silahların sınırlanması konusunda alınan uluslararası önlemlerde kendini göstermektedir.

Küba Krizi ve Modern Dünya

Günümüzde, Küba Krizi, uluslararası ilişkilerdeki stratejik dengeyi anlamak için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Kriz, nükleer silahların sadece bir savaş aracından ibaret olmadığını, aynı zamanda diplomatik bir araç olarak da kullanılabileceğini göstermiştir. Küba Krizi, aynı zamanda dünyanın en güçlü iki ülkesinin de büyük bir felaketten kaçınmak için nasıl karşılıklı bir anlayış geliştirebileceğini de ortaya koymuştur.

Sonuç olarak, Küba Krizi sadece Soğuk Savaş'ın bir parçası olmakla kalmamış, dünya tarihindeki en kritik dönüm noktalarından biri olmuştur. Bu kriz, nükleer savaşın eşiğine gelmişken diplomasi ve stratejik zekanın ne kadar hayati olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.