celikci
New member
İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına nazaran, Afrika ülkesine gönderilecek birinci uçak 14 Haziran’da havalanacak.
Ruanda’ya gönderilecek birinci sığınmacı kümesi için resmi dokümanların hazırlandığı duyuruldu. Fakat ülkede ve dünyada epey tartışılan bu karar aleyhine dava açılması bekleniyor.
Hükümetin planı, siyasetçilerden, yardım kuruluşlarından ve Anglikan kilisesinin en kıdemli dini figürü Canterbury başpiskoposundan sert tenkitler aldı.
Plana göre, İngiltere’den sığınma talep eden birtakım bireyler, müracaatlarının kıymetlendirilmesi öncesinde Ruanda’ya gönderilecek.
İngiltere’den yaklaşık 6 bin 500 kilometre uzaklıktaki Ruanda, sığınmacılarla ilgili sorumluluk sahibi olacak ve ülkeye gelen bireyleri bir sığınma başvurusu sürecine sokacak.
Bu mühlet içerisinde sığınmacılara Ruanda’da barınma imkanları sağlanacak ve “başarılı” olanlara Ruanda’da beş yıllık eğitim ve dayanak içeren oturum müsaadesi verilecek.
İçişleri Bakanı Priti Patel, kelam konusu uygulamayla insan kaçakçılarının önüne geçmenin hedeflendiğini belirtti. Bu yıl içerisinde 4 bin 850’den çok kişi Manş Denizi üzerinden botlarla İngiltere’ye geçti.
İçişleri Bakanlığı’nın bu atılımına karşı, hem gönderilmesine karar verilen sığınmacılar birebir vakitte bu adıma karşı çıkan kümeler tarafınca dava açılması bekleniyor.
Plan birinci vakit içinderda, 1 Ocak daha sonrasında botlarla İngiltere’ye gelmiş olan bekar erkekleri hedefliyor. Ruanda’daki sığınma başvurusu reddedilenler ise öbür vize tiplerine başvurma hakkına sahip olacak.
Planı eleştirenler, bu adımın “acımasızca” olduğunu kaydederek, Ruanda’nın insan hakları karnesine ait tasalarını lisana getiriyor.
Geçtiğimiz yıl İngiltere hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Ruanda’da “sivil ve siyasi hakların ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili” tasalarını bildirmişti. Sığınmacı mutabakatının imzalanmasından daha sonra Başbakan Boris Johnson, Ruanda’yı “Dünyanın en inançlı ülkelerinden biri” olarak tanımladı.
Ana muhalefetteki Personel Partisi’nin Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper, planın “tamamen fonksiyonsuz ve çok masraflı” olduğunu savundu.
Muhalefet partilerinin yanı sıra iktidardaki Muhafazakar Parti’den de plana yönelik tenkitler var.
160’dan fazla sivil toplum kuruluşu ise plandan vazgeçmesi için hükümete davet yaptı.
Ruanda’ya gönderilecek birinci sığınmacı kümesi için resmi dokümanların hazırlandığı duyuruldu. Fakat ülkede ve dünyada epey tartışılan bu karar aleyhine dava açılması bekleniyor.
Hükümetin planı, siyasetçilerden, yardım kuruluşlarından ve Anglikan kilisesinin en kıdemli dini figürü Canterbury başpiskoposundan sert tenkitler aldı.
Plana göre, İngiltere’den sığınma talep eden birtakım bireyler, müracaatlarının kıymetlendirilmesi öncesinde Ruanda’ya gönderilecek.
İngiltere’den yaklaşık 6 bin 500 kilometre uzaklıktaki Ruanda, sığınmacılarla ilgili sorumluluk sahibi olacak ve ülkeye gelen bireyleri bir sığınma başvurusu sürecine sokacak.
Bu mühlet içerisinde sığınmacılara Ruanda’da barınma imkanları sağlanacak ve “başarılı” olanlara Ruanda’da beş yıllık eğitim ve dayanak içeren oturum müsaadesi verilecek.
İçişleri Bakanı Priti Patel, kelam konusu uygulamayla insan kaçakçılarının önüne geçmenin hedeflendiğini belirtti. Bu yıl içerisinde 4 bin 850’den çok kişi Manş Denizi üzerinden botlarla İngiltere’ye geçti.
İçişleri Bakanlığı’nın bu atılımına karşı, hem gönderilmesine karar verilen sığınmacılar birebir vakitte bu adıma karşı çıkan kümeler tarafınca dava açılması bekleniyor.
Plan birinci vakit içinderda, 1 Ocak daha sonrasında botlarla İngiltere’ye gelmiş olan bekar erkekleri hedefliyor. Ruanda’daki sığınma başvurusu reddedilenler ise öbür vize tiplerine başvurma hakkına sahip olacak.
Planı eleştirenler, bu adımın “acımasızca” olduğunu kaydederek, Ruanda’nın insan hakları karnesine ait tasalarını lisana getiriyor.
Geçtiğimiz yıl İngiltere hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Ruanda’da “sivil ve siyasi hakların ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili” tasalarını bildirmişti. Sığınmacı mutabakatının imzalanmasından daha sonra Başbakan Boris Johnson, Ruanda’yı “Dünyanın en inançlı ülkelerinden biri” olarak tanımladı.
Ana muhalefetteki Personel Partisi’nin Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper, planın “tamamen fonksiyonsuz ve çok masraflı” olduğunu savundu.
Muhalefet partilerinin yanı sıra iktidardaki Muhafazakar Parti’den de plana yönelik tenkitler var.
160’dan fazla sivil toplum kuruluşu ise plandan vazgeçmesi için hükümete davet yaptı.