celikci
New member
İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin başörtü kurallarına uymadığı nedeni öne sürülerek ahlak polisi tarafınca gözaltına alınmasından kısa mühlet daha sonra hayatını kaybetmesi üzerine başlayan şovlar ülke çapında devam ederken, memleketler arası toplumdan İran’ın protestoculara yönelik güç kullanmasına reaksiyon geliyor. Son olarak Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, İran’daki protestoculara karşı “gereksiz” güç kullanmasına son verilmesini talep etti.
‘SARSICI BİR RAKAM’
Dün İzlanda ve Almanya’nın daveti üzerine Cenevre’de acil toplanan BM İnsan Hakları Kurulu oturumunda konuşan Turk, “Sahadan öğrendiğimiz kadarıyla, protestolar kapsamında şu ana kadar ortalarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 14 bin kişi tutuklandı. Bu sarsıcı bir rakam” dedi. Turk, “Gereksiz ve orantısız güç kullanmasına son verilmelidir. Eski usuller ve gücü elinde bulunduranların kale zihniyeti işe yaramıyor” kelamlarıyla Tahran idaresine seslendi.
görüşmede İran’ı Bayan ve Aile İşleri Lider Yardımcısı Hatice Kerimi temsil etti.
‘TİRANLIK ÖRNEĞİ’
Güvenlik güçlerinin göstericilere karşı gerçek mermi, saçma, gözyaşartıcı gaz ve coplarla saldırdığını belirten Avusturyalı diplomat, şu ana kadar gözaltına alınan göstericilerden en az altısına idam cezası verildiğini hatırlattı. Şovlarda şu ana kadar 300 kişinin ömrünü kaybettiğini söyleyen Turk, geçen ay İran’a inceleme gezisi düzenlemek için talep ilettiğini fakat çabucak hemen bir karşılık alamadığını aktardı. Turk, Tahran hükümetinin sivil toplum aktivistlerini ve gazetecileri yabancı devletlerin casusları üzere göstermeye çalıştığını belirterek, “Tarihte görüldüğü üzere bu, şikâyetlerin niçinlerini farklı göstermek için başvurulan tiranlığın tipik bir örneğidir” dedi. Toplantı sonunda BM tarafınca yapılan açıklamada, Tahran hükümetinden kendi halkına yönelik baskı ve şiddeti durdurması istenirken, ayrıyeten İran’daki insan hakları ihlallerinin bağımsız organlarca soruşturulması talep edildi.
Eylül ayında İran’da Mahsa Amini isimli genç hanımın ahlak polisinin gözaltında hayatını kaybetmesi hem İran’da hem dünya çapında hareketleri tetikledi.
İRAN POLİSİNDEN AMBULANSLA GÖZALTI TAKTİĞİ
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, görgü şahitleri ve görüntü tahlillere dayanarak hazırladığı haberde İran güvenlik güçlerinin şovlara sızmak ve protestocuları gözaltına almak için ambulans kullandığını öne sürdü.
NYT’nin gerçek isimlerini açıklamayan görgü şahitleri ambulansların yaralı olmayan protestocuları aldığını söz etti. Görgü şahitlerinden üniversite öğrencisi “Niki” gazeteye açıklamasında, “Protestocuları tutukladılar, ambulansa koydular ve ışıkları kapattılar. Artta bir sürü insan vardı. daha sonra ambulans caddeden aşağı gitti. Protestocuların nereye gdolayıldüğünü görmedim lakin içeride vatandaşlar vardı. Genç kızlar gördüm” derken, 37 yaşındaki bir restoran çalışanı, protestolar sırasında çabucak her gün ambulansların üniversite yerleşkelerine girdiğini ve içlerinden üniformalı güvenlik güçlerinin çıktığını gördüğünü aktardı. Tahran idaresinin kelam konusu uygulamasının tıbbi dürüstlük standartlarının bir ihlali olduğu belirtilirken, kelam konusu gözaltı taktiği niçiniyle hastaların sıhhat hizmetlerinden yararlanamaması tehlikesinin oluştuğu vurgulanıyor.
‘SARSICI BİR RAKAM’
Dün İzlanda ve Almanya’nın daveti üzerine Cenevre’de acil toplanan BM İnsan Hakları Kurulu oturumunda konuşan Turk, “Sahadan öğrendiğimiz kadarıyla, protestolar kapsamında şu ana kadar ortalarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 14 bin kişi tutuklandı. Bu sarsıcı bir rakam” dedi. Turk, “Gereksiz ve orantısız güç kullanmasına son verilmelidir. Eski usuller ve gücü elinde bulunduranların kale zihniyeti işe yaramıyor” kelamlarıyla Tahran idaresine seslendi.
görüşmede İran’ı Bayan ve Aile İşleri Lider Yardımcısı Hatice Kerimi temsil etti.
‘TİRANLIK ÖRNEĞİ’
Güvenlik güçlerinin göstericilere karşı gerçek mermi, saçma, gözyaşartıcı gaz ve coplarla saldırdığını belirten Avusturyalı diplomat, şu ana kadar gözaltına alınan göstericilerden en az altısına idam cezası verildiğini hatırlattı. Şovlarda şu ana kadar 300 kişinin ömrünü kaybettiğini söyleyen Turk, geçen ay İran’a inceleme gezisi düzenlemek için talep ilettiğini fakat çabucak hemen bir karşılık alamadığını aktardı. Turk, Tahran hükümetinin sivil toplum aktivistlerini ve gazetecileri yabancı devletlerin casusları üzere göstermeye çalıştığını belirterek, “Tarihte görüldüğü üzere bu, şikâyetlerin niçinlerini farklı göstermek için başvurulan tiranlığın tipik bir örneğidir” dedi. Toplantı sonunda BM tarafınca yapılan açıklamada, Tahran hükümetinden kendi halkına yönelik baskı ve şiddeti durdurması istenirken, ayrıyeten İran’daki insan hakları ihlallerinin bağımsız organlarca soruşturulması talep edildi.
Eylül ayında İran’da Mahsa Amini isimli genç hanımın ahlak polisinin gözaltında hayatını kaybetmesi hem İran’da hem dünya çapında hareketleri tetikledi.
İRAN POLİSİNDEN AMBULANSLA GÖZALTI TAKTİĞİ
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, görgü şahitleri ve görüntü tahlillere dayanarak hazırladığı haberde İran güvenlik güçlerinin şovlara sızmak ve protestocuları gözaltına almak için ambulans kullandığını öne sürdü.
NYT’nin gerçek isimlerini açıklamayan görgü şahitleri ambulansların yaralı olmayan protestocuları aldığını söz etti. Görgü şahitlerinden üniversite öğrencisi “Niki” gazeteye açıklamasında, “Protestocuları tutukladılar, ambulansa koydular ve ışıkları kapattılar. Artta bir sürü insan vardı. daha sonra ambulans caddeden aşağı gitti. Protestocuların nereye gdolayıldüğünü görmedim lakin içeride vatandaşlar vardı. Genç kızlar gördüm” derken, 37 yaşındaki bir restoran çalışanı, protestolar sırasında çabucak her gün ambulansların üniversite yerleşkelerine girdiğini ve içlerinden üniformalı güvenlik güçlerinin çıktığını gördüğünü aktardı. Tahran idaresinin kelam konusu uygulamasının tıbbi dürüstlük standartlarının bir ihlali olduğu belirtilirken, kelam konusu gözaltı taktiği niçiniyle hastaların sıhhat hizmetlerinden yararlanamaması tehlikesinin oluştuğu vurgulanıyor.